BÜYÜK TARİHÇİ BAYMİRZA HAYİT İSTANBUL’DA ULUSLARARASI BİR SEMPOZYUMLA ANILDI

İstanbul’da 9-10 Ekim 2017 tarihinde İstanbul Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde önemli bir uluslararası sempozyum gerçekleştirildi. Sempozyum Türk tarih ve kültür araştırmalarına büyük hizmetleri geçen bir tarihçiye hasredilmişti: Dr. Baymirza Hayit. “Doğumunun 100. Yılında Baymirza Hayit ve Günümüzde Türkistan Tarihi Araştırmaları” adlı uluslararası sempozyumu Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü, Rumeli Üniversitesi, Türk Tarih Kurumu, Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve Türk Ocakları İstanbul Şubesi tarafından ortaklaşa olarak düzenledi.

İki gün süren sempozyuma ABD, Almanya, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya, Türkmenistan ve Türkiye gibi ülkelerden 35 bilim adamı ve yazar katıldı. Önemli bilgiler ile fikirlerin sunulduğu sempozyum dokuz oturum halinde gerçekleştirildi. Her oturuma da Dr. Baymirza Hayit’e yakın devlet ve kültür adamlarının ismi verilerek, bu vesileyle onların da hatırlanması sağlandı. Oturumlara ismi verilen Mustafa Çokay, Veli Kayyum Han, Tahir Çağatay, Cengiz Dağcı, Abdülvahap Oktay, Hüseyin İkram Han ve Ziyaeddin Babakurban da Baymirza Hayit gibi Türkistan veya Kırım coğrafyasından Avrupa’ya veya Anadolu’ya gelmiş şahsiyetlerdir. Hepsi hayatlarını Türkistan tarihine ve bağımsızlık mücadelesine adamışlardı.

Sempozyuma ilgi yoğundu ve başarılı geçti. Sempozyumda esnasında sunulan tebliğlerde Baymirza Hayit’in hayatı kişiliği ve eserleri, XX. yüzyıl Türkistan tarihi, İstiklalcilik Hareketi (Basmacılık), Türkistan Lejyonu tarihi ve mensuplarının trajedileri ile ilgili çeşitli fikirler ve yeni bilgiler ortaya atıldı.

Sempozyumdan bazı önemli oturum ve konu başlıklarından örnekler vermek gerekirse, Prof. Dr. Abdüllkadir Donuk’un yönettiği ilk günkü özel oturumda Prof. Dr. Salih Aynural, Prof. Dr. A. Ahar Andican ve Pakistan’dan gelen çocukluğunda Karaçi’de baba dostu Baymirza Hayit ile tanışmış olan Özbek asıllı araştırmacı Oğuz Haşemi “Son Dönemlerinde Baymirza Hayit ve Baymirza Hayit’in Milli Türkistan Birlik Komitesi’ndeki Siyasi Faaliyetleri” konularında bilgi verdiler.

Diğer oturumlarda Prof. Dr. Kemal Özcan “Bir Türkistan Sevdalısı: Dr. Baymirza Hayit”, Azerbaycan’dan Doç. Dr. Sevinç Qasımova “Hayatı, Eserleri ve Fikirleri ile Rus Sömürgeciliğine, Bolşevik İhtilaline Karşı Çıkan İlim, Fikir ve Mücadele Adamı: Baymirza Hayit”, Türkmenistan’dan Yrd. Doç. Dr. Tahir Aşirov “Sovyet Türkmenistan’da Eleştirilerin Odağındaki Tarihçi Baymirza Hayit”, konulu bildirilerini sundular.

Kazakistan’dan Prof. Dr. Svetlana Smagulova “Türkistan Lejyonu ve ‘Milli Türkistan’ Dergisi”, Prof. Dr. Danagül Makhat “Kazakistan’da Sovyet Rejimine Direnenlere veya Milliyetçi Muhaliflere Karşı Baskı Politikası”, Özbekistan’dan Prof. Dr. Süleyman İnayatov “Baymirza Hayit’in Eserlerinde Buhara Tarihinin Bazı Sorunları”, Prof. Dr. Kahraman Recebov ise “Baymirza Hayit’in Eserlerinde Türkistan’daki Milli Mücadele Tarihi Meselelerinin Aydınlatılması” hususunda değerli bilgiler verdiler. Kapanış oturumandan bir önceki oturumda konuşan Özbekistan’ın önde gelen yazar ve şairlerinden Dadakhan Hasanov ise duygu yüklü bir konuşma yaptı.

Hasanov 1992’de Baymirza Hayit vatanı Özbekistan’a yıllar sonra vardığında karşılayanlar arasında yer almış ve o hasretle buluşma üzerine yazmış olduğu şiiri, yine Baymirza Hayit’in 2006 yılında ölüm haberi aldığında nasıl sarsılıp üzüldüğünü dile getiren şiirini dinleyicilere okudu. Hayit ve çalışmaları hakkındaki his ve düşüncelerini Özbek Türkçesinde etkili bir şekilde ifade ederek herkesi duygulandırdı. Özbekistan’dan gelen bilim adamları Hayit’i 100 doğum yılında kendilerinden önce Türkiye’de uluslararası bir sempozyumla anılmasından dolayı şükranlarını da dile getirdiler.

Böyle bir sempozyumla zor zamanlarda Türkistan tarihinin Türkiye ve dünyaya tanıtılmasında büyük emekleri olan Baymirza Hayit’i ve çalışmalarını anmak Türk tarihçileri için bir vefa borcuydu. Çünkü, böyle kültür adamlarımızı zaman zaman anmadığımızda unutulduğunu görmekteyiz. Nitekim, bazen derslerde “Baymirza Hayit kimdir?” diye sorduğumuzda tarih öğrencilerinin bile bu ismi bilmediğini fark ettik. Bir Kazak atasözü “Ölülüre memnun etmeden dirilerin işleri rast gitmez” diyor. Biz büyüklerimizi anmadan, ruhlarına birer fatiha okumadan, yani vefamızı göstermeden ilerleyemeyiz.

Bu sebeple, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Tarih Bölümü, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Rumeli Üniversitesi ve Türk Ocağı İstanbul Şubesi olarak uluslararası böyle bir sempozyumu düzenlemek için işe koyulduğumuzda birçok kurum ve kuruluştan destek gördük. Öncelikle Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Dr. Fahri Solak maddi ve manevi sempozyumu destekledi. Ayrıca Türkistanlılar Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği ile KATEAD Kazak Eğitim ve Araştırma Derneği de Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi kardeş cumhuriyetlerden gelen akademisyenlerin İstanbul’da ağırlanmasında yardımcı oldular. Kendilerine müteşekkiriz.

Soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği ve onun içinde yer alan soydaş Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri hakkında araştırmalar Türkiye’de yetersiz kalmaktaydı. Çünkü Türkiye’de Rusça bilen ve Sovyet tarihini araştıran uzmanlar neredeyse yok gibiydi. Bunun en büyük sebebi, soğuk savaş döneminde Türkiye’de Rusça öğrenmeye çalışmak, Rusça eserler okumak sakıncalıydı. Bunlar komünizm propagandası yapmakla suçlanabiliyordu. Ayrıca Türkistan’daki cumhuriyetlere araştırma amaçlı seyahat imkanı da yoktu.

Türkistan Sovyet Cumhuriyetlerinde de milli tarih konusunda araştırma yapmak, makale ve kitaplar neşretmek mümkün değildi. Çünkü katı Sovyet rejimi kendi ideolojik görüşlerinin dışında veya ona karşı yorum ve fikirleri içeren araştırmalara yasak koymuştu. Buna uymayan akademisyen veya yazarlar en ağır cezalara çarptırılıyordu. İşte böyle bir ortamda Baymirza Hayit o dönemde Türkistan tarihinin gerçeklerini kaleme alan az sayıdaki araştırmacılardan biriydi.

Onlarca kitabı ve yüzlerce makalesi bulunan Hayit’in en önemli özelliği eserlerini önce Almanca veya İngilizce yayınlamasıydı. Daha sonra eserleri Türkiye Türkçesi’ne çevrilerek yayınlanmaktaydı. Bundan dolayı Hayit’in çalışmaları dünya çapında etkili olmaktaydı. Bu sebeple, Sovyet basınında sık sık ağır eleştirilere maruz kalmaktaydı. Tüm sıkıntı ve zorluklara rağmen Hayit vefatına kadar Türkistan tarihi konusundaki gerçekleri yazmaya, konferans ve seminerlerde dile getirmeye devam etti. Bu sene doğumunun 100. yılı olması vesilesiyle bu büyük tarihçiyi uluslararası çapta anmak bir görevdi. Bunun gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Sempozyumun kapanış oturumunda aşağıdaki kararlar alındı. Bu kararlardan biri Baymirza Hayit’in zengin kütüphanesiyle ilgilidir. Kapatılan Fatih Üniversitesi kütüphanesinde bulunan bu kütüphanenin İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstütüsü’ne devredilmesi sempozyumda teklif edildi. Sonuç bildirgesine böyle geçti. Ancak, bizim bu sonuç bildirgesi yayınlandıktan sonra, bazı akademisyenler bizi arayarak bu kütüphanenin Ankara’daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde oluşturulmakta olan zengin kütüphaneye yakışacağını hatırlattılar. Bizce de çok uygundur. Böylece Hayit’in çok değerli eser ve kitapları içeren kütüphanesinden daha çok kimse faydalanabilir. Bu tabii, ancak, yetkililerin bileceği bir iştir. Sempozyum sonuç bildirgesi aşağıdaki maddeleri içermektedir.

  1. Uluslararası seviyede Türk dünyasının önde gelen devlet adamları ve aydınları konusunda sempozyum ve diğer bilimsel toplantılar düzenlemek gelenek haline getirilsin.
  2. Baymirza Hayit’in en büyük arzusu olan Türkistan Araştırmaları Enstitüsü kurulması imkânları araştırılsın.
  3. Baymirza Hayit’in hayatı ve eserleri, Türkistan Lejyonu konusunda araştırmaların geliştirilmesi için sosyal bilimlerde kitaplar yazılması, doktora ve yüksek lisans tezleri yaptırılması teşvik edilsin.
  4. Baymirza Hayit ve Türk dünyasının XX. yüzyıldaki büyük tarihi şahsiyetlerinin şimdiki nesillere ve dünyaya tanıtılması için belgesel filmler, televizyon dizileri, sinema filmleri ve televizyonlarda özel programlar hazırlatılması imkanları araştırılsın.
  5. Baymirza Hayit’in yazmış olduğu tüm makale, kitap ve vermiş olduğu röportajlar gibi fikri eserleri bir araya getirilerek bilimsel metotlarla çok ciltli olarak tekrar yayınlanma imkânları araştırılsın.
  6. Baymirza Hayit Türk dünyasının çeşitli bölgelerindeki milli mücadele hareketleri ile ilişkilendirilerek araştırmalar yapılsın.
  7. Kapatılan Fatih Üniversitesi’ndeki Baymirza Hayit kütüphanesi İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü devredilmesi imkanları araştırılsın.
  8. Baymirza Hayit hakkında doğduğu vatan toprakları olan Özbekistan’da bir uluslararası sempozyum düzenlenmesi imkanları araştırılsın.
  9. Baymirza Hayit’in eserlerinden seçme yazılardan oluşan bir ciltlik eserin bahçeşehir vip escort Türk dünyasının tüm dillerine çevrilerek yayınlanması sağlansın.
  10. Baymirza Hayit Vakfı kurularak onun mezarına bir anıt konulsun ve büyük tarihçinin dünyaya tanıtılması faaliyetlerinde bulunsun.
  11. Bu sempozyuma sunulan bildiriler bir kitap halinde yayınlansın. Kitabın halkalı masöz escort Türk dünyası ülkeleri kütüphanelerine ulaştırılması sağlansın. Ayrıca onun elektronik nüshası internette ücretsiz olarak dağıtılsın.

Prof. Dr. Abdulvahap Kara (Makale Önce Vatan gazetesi 21 Ekim 2017 günkü ataköy escort bayan nüshasında yayınlanmıştır.)