Bugün kötü haber geldi. Koronavirüse yakalanan Kazaklarin efsane güreşçisi 1980 Grekoromen Olimpiyat şampiyonu ve Mustafa Öztürk’ün yakin dostlarından Jaqsılıq Üşkempirov’un vefat ettiği bildirildi.
Çok üzüldüm. Üç sene önce 2017’de Nur-Sultan’da Kazak Kurultayında yanyana oturuyorduk. Çok mütevazi ve vatanperver bir insandı. Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.
Dün Korona virüsten dolayı hastanede 71 yaşında hayata veda eden değerli bacanağım Esat Koçyiğit’in bugün Kazakistan’ın başkenti Nur-Sultan şehrinde Cenaze namazından sonra defnedileceği bildirildi.
Maalesef korona tedbirleri sebebiyle İstanbul’dan Kazakistan’a giderek cenazesine katılanmadık, ancak tek tesellimiz mübarek cuma gününde ve İstanbul’da cuma saatinde vefat etmiş olmasıdır.
Aslında rahmetli Ayasofya Camii Şerif’in açılışını ve ilk cumayı canlı izlemek için günleri iple çekiyordu. Ilahi tesadüf tam Ayasofya açılış yapılıp cuma okunurken Hakk’ın rahmetine kavuştu.
Mekanı cennet olsun. Bu arada eve taziye ziyaretleri kabul etmediğimizden telefonla veya sosyal medya aracılığıyla başsağlığı dileyen tüm dostlara, akrabalara ve tanıdıklara da teşekkür ediyoruz.
Türkiya qazaqtarınıñ köş basşılarınan Sultan Şärip Täyji nemeresi, XX. gasırdıñ bas kezinde Altay qıranı dep atalgan Zuvqa batır şöberesi Asgat Kosjigit 71 jasta düniyeden ötti.
2000 jıldardıñ basında Türkiyadan atamekenge bala şagasımen qonıs avdarıp Nur-Sultanda ömir sürip jatqan bajam eki aptadan beri korona degen indetten zardap şegip avruvhanada emdelüvde edi.
Marqum köñili jaysan, aq köñil, äñgimeşil azamat edi. Elordaga bargan sayın üyine barıp avnap quvnamay qaytpaytınmın. Endi ajal jetip vaqıt sagat tolgannan keyin qasiyetti cuma küni köz jumdı.
Ol onşaqtı künnen beri osı cuma künin kütip otırgan. Istambulda qasiyetti Ayasofiya muzeyden meşit qalpına oralıp 86 jıldan keyin oqılatın algaşqı cuma namazın tikeley efirden tamaşalaymın dep asıga kütip jürgen. Däl sonda azan şaqırılıp namaz oqılıp jatqanda düniyeden ötti. Ornı peyişten bolsın. Erteñ Nur-Sultan qalasında janazası oqılıp sonda jerlenbek.
Bala-şaga, nemere, tuvıs-tuvgandarına köñil aytıp marqumnıñ topıragı torqa, bargan jeri ujmaq bolsın dep bir Alladan tilep dugadamın.
Koronavirüs bu sene eğitimde başta ders ve sınav sistemini olmak üzere çok şeyi değiştirdi. Dersleri uzaktan eğitimle verdik, sınavları çevrimiçi yaptık. Sınav kağıtlarını bu sebeple parkta, cafede, sahil kenarında okuma imkanı da doğdu. Belki bu da teknolojinin nimeti herhalde.
Bu nasıl olur? diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Oluyor, hem ekonomik ve hem de sahilde püfür püfür esen serin rüzgar altında rahat oluyor. Devamı…
Kazakistan’da Almatı’da henüz baskı aşamasında olduğunu haber aldığımız bu kitabın yazarı Cengiz Han isimli önemli eserin yazarı merhum Profesör Doktor Zarıdahan Kıynayatoğlu’dur.
“Kazak Devleti ve Cuci Han ismi taşıyan kitap yakında Almatı’da kitapçılarda okuyucularıyla buluşacaktır.
Bu sene Kazakistan’da Altın Orda’nın 750 yıl dönümü çeşitli etkinliklerle kutlanacağı ve Cuci Han’ın türbesinin restore edilerek büyük bir tarih kültür kompleksi haline getirileceği için kitap büyük öneme haizdir.
Bu durumu Türkiye’deki Kazakistanlı öğrenci Banu Nakışbek güzel bir şekilde anlatmış. Maalesef bazı kendini bilmezler Kazakistan’a Özbekistan’a gidip oradaki özbeöz hakiki Türk olan kimselere “Sen Türk müsün?” diye soruyorlar?
Hayır cevabını alınca “bak işte bunlar türklüğünü inkar ediyorlar, Rus olmuş” diyorlar. Oysa oradaki insanlar hakiki Türk oldukları için türklüğünden şüphe etmiyor ama sorunun şeklinden “Sen Türkiye vatandaşı mısın? Oğuz türkü müsün?” şeklinde anladığı için “Hayır değilim” diye cevap veriyorlar. Çünkü onlar Türk vatandaşı değildir. Gayet normal bir cevap. Çünkü Türk, dar anlamda Türkiye vatandaşı, geniş anlamda Türk dünyasının bir ferdi demektir. Soran ikinci anlamı kastediyor, cevap veren birinci anlamda anlıyor.
Ama bunu fark edemeyen soruyu soran kişiler türklüğünü inkar ettiği şeklinde bir algıya kaplıyorlar.
Böyle anlamsız bir soru soranın da böyle yersiz bir algıya kapılması da normaldir.
Talep (öğrenme isteği) ve anlayış sevgiden çıkar. İlim ve bilime olan sevgi demin söylediğimiz üç şeyden oluşur. İlim ve bilimi çocuk en başta kendisi arayarak bulamaz. Başta zorla veya kandırarak alıştırmak (ilgisini çekmek) gerek, öğrenip (alışıp) kendi arayacak hale gelene kadar. Ne zaman bir çocuk ilim ve bilimi sevgiyle isterse, o zaman o adam olmuş demektir. Ondan sonra ondan Allah-u Teâlâ’yı tanımak, kendini tanımak, dünyayı tanımak, kendi insanlığını kaybetmeden geçimini kazanmak, zararlı olandan kaçınmak gibi farklı ilim ve bilimleri öğrenir, bilir diye ümit edilebilir.
Aksi halde, olmaz, en fazla yarım yamalak olur. Onun için çoğu zaman ebeveynler küçükken çocuklarını ikiyüzlülük etmeye alıştırırlar, sonradan hocaya verirler veya çocuklar kendileri hocaya gider, hiçbir netice olmaz. Devamı…
Ünlü dombıra sanatçısı değerli kardeşim Savle Janpeyisova bize “dombırailefoto” bayrağını göndermiş. Kabul ettik ve bayrağı değerli ilim adamı, yazar ve sanatçı olan Prof. Dr. Tursınkhan Zakenoğlu, Kazakistan Yazarlar Birliği Başkanı değerli ağabeyim Ulugbek Esdevlet geçen hafta bağımsızlık gününde büyük konserde ustaca yönetimiyle büyük takdir toplayan orkestra şefi değerli kardeşim Nurlan Bekenov ve Türkiye’de dombıra tanıtımında büyük emekleri olan Beşir Köse ile Sedat Solakoğlu’na teslim ediyorum.